Birleşmiş milletler 1989’da “Çocuk Hakları Sözleşmesi ‘ni “ kabul eder. Türkiye bu  sözleşmeye  1995 yılında dahil olur. Birleşmiş Milletler adına UNİCEF   çocuk hakları üzerinde evrensel olarak faaliyet yürütür. Ne yazık ki  hizmette birlik ,  eşitlik ve başarı sağlayamaz.

Çocuk haklarında birinci etmen eşitliktir. Irk , etnik yapı , din , ana dil , cinsiyet eşitliği konusunda gelişmiş ülkelerin sömürü ve baskı düzeni , iç isyanları teşvik , düzensiz göç  en fazla çocuklara zarar veriyor. Sözleşmeye rağmen bedeli çocuklar ödüyor.

Çocuk haklarında ikinci etmen çocukların yaşama hakkı. Aile ve devlet çocukların ;  sağlık , mutluluk eğitim  , oyun alanları  ve teknolojik imkanları sağlamak zorundadır. Bu konuda adalet dengesi  hayli  bozuktur.  2020 yılında Avrupa’da  on sekiz bin çocuğun kayıp olması acı ve düşündürücüdür.
Çocuk haklarında üçüncü etmen katılımdır. Aile ve devlet olarak eşitlik ilkesi içinde her alanda çocukların fikir ve önerilerine değer vermek zorundadır. Her öneriye ve üretken düşüncelere hep “ Hayır “demek çocukları  içe kapanmaya , kendisini  ifade edememeye ve  korkaklığa iter.Aile her  zaman çocuğu  problemlerin çözümüne katmalı ve sorumluluk vermelidir.

Çocuk haklarında dördüncü etmen eğitimde fırsat eşitliğidir. Devlet özellikle Z Kuşağı’nın  ihtiyaçları bilgisayar , tablet  ve yazılımları ücretsiz ve ülke genelinde altyapısıyla sunmak zorundadır. Sosyal medya okurluğu ve zararlı   unsurlar konusunda  önleyici olmalarıdır.

Çocuk haklarında beşinci etmen  savaşların ,cahilliğin ve çaresizliğin sonucu  fiziksel ve zihinsel  engelli yaşamak zorunda kalan çocuklar. Aile ve devlet evde bakım hizmetlerinde ortak çözümler üreterek bu çocuklara mutlu bir hayat sunmalıdır.

Çocuk haklarında altıncı etmen  ağır cezalara ve toplumsal tepkilere rağmen maruz kaldıkları cinsel taciz ve istismar…2020 verilerine göre altı milyon altı yüz bin çocuk cinsel taciz ve istismar mağduru.

İnsanlık dışı bu vahşette ABD birinci sırada!!! Ülkemizde  2014-2017 yıllarında 7466 erkek , 51818 kız olmak üzere toplam 59284 çocuğumuz cinsel istismara ve tacize maruz kalmıştır. Çocukluğumda Tokat’ta  iki çocuk tacize uğramıştı. Suçlulardan biri idam edilmişti.  Diğerinin cesedi  bir köprü  altında bulunmuştu.Hala fail-i meçhul…Çözüm çok ağır cezalar ve idamı yürürlüğe yeniden koymak…
Çocuk haklarında yedinci etmen “Çocuk   İşçi” problemi. Ne yazık ki bir çok ülkede   çocuklar okul yerine  çalışma alanlarında… 2020 yılında ülkemde 53 çocuk iş kazasında yaşama hakkını kaybediyor.

720 bin çocuk  “çocuk işçi “ olarak çalışıyor. Sosyal  güvencesi olmadan.

İşte ülkemiz 2021 yılı Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramına milli ve evrensel  bu problemleri çözmeye çalışarak girmektedir. İlgili bakanlıklar eşgüdüm içinde yasal ve toplumsal çözümler üretmek zorundadır… Çocukların bu hakkı teslim edilmelidir. Çocuk polisi suça meyilli kişiler üzerinde daha aktif olmalıdır.

Küresel salgın  sürecinde  TRT çocuk , TRT müzik , TRT spor ve EBA  çocuklara şiir , çocuk şarkıları , sözlü mizah  , bulmaca vs gibi aktiviteler sunarak  çocuklar moral vermelidir. Aile hasta hastalık  korkusunu yansıtmamalıdır.

Toplum olarak  şefkatle  : “Bu çocuklar bizim.”diyerek  onlara  yaklaşmak ne güzel olur.
“Çocuk Hakları Sözleşmesi “  ilkeleri ve hakları aile, devlet , dünyada ki devletler olarak versek ne güzel olur.

Milli ,  vicdani ve evrensel  değerlerle : “Bu gün çocukları korumak ; geleceği korumaktır.”  Prensibini yaşasak ve yaşatsak ne güzel olur..

Ulu önder Atatürk’ün  bu anlamlı hediyesine karşılık Türk çocukları olarak  bilimde , sporda  ,akıl oyunlarında  , bilgisayar yazılımlarında  aldığımız  uluslar arası   dereceleri  Atamıza armağan etsek ne güzel olur…

NE GÜZEL OLUR…
NE GÜZEL OLUR…