GAZETECİ, GAZETECİDEN FEYİZ ALMASINI BİLMELİ!

Gazeteci, bir başka gazetecinin rakibi değildir; aksine ondan feyiz alan, ilham alan kişidir. Gazetecinin bakış açısı farklıdır, kalemi ise ders veren bir araçtır

Gazeteci, hırsız bile olsa sadece onu değil, ailesini ve çocuklarını da düşünmelidir. Çünkü gazeteci, mesaj veren, ayna tutan, eleştiren, gelecekte oluşabilecek tehlikeleri hisseden ve toplumu uyaran kişidir. Atatürk ne güzel söylemiş: “Gazeteci mehtaptır.” Eleştirileri bize aynadır; bu sayede eksiklerimizi görmemize vesile olurlar.

Gazeteci, bölgesinin istihbaratçısı gibi çalışır, halkı bilgilendiren ve bilinçlendiren halkalar oluşturur. Okuyan, geniş bir bakış açısına sahip olan, diliyle mesaj veren ve toplum için bir model olan kişidir. Dedikodu yapan değil; dinleyen, gören, duyan ve kalemiyle bunları yazıya döken kişidir.

Gazeteci, savcı değildir; yangın çıkaran hiç değildir. Çevresinde saygı duyulan, güven veren, itimat edilen biridir. Gazeteci, istihbarat almak için kapısı çalınan, bilgiye ulaşabilen kişidir. Aynı zamanda gazeteci, çevresinde sevilen, model olan, gazete okutan ve yaşadığı ilçeye sahip çıkan biridir.

Gazetecide kibir olmaz, sivri dilli olmaz. Gazeteci tehdit eden kişi de olmamalıdır. Onun da kırmızı çizgileri olmalı; karamsarlık tohumları ekmek yerine umut veren, ışık yakan ve hedef gösteren olmalıdır. Çevresinde sıkıntıları gören, el uzatan ve yardıma koşan biridir. İnsanların onurunu kırmaz, hırsıza “hırsız” diyerek toplumu karıştırmaz.

Gazetecilik mesleğini gelecek nesillere altın değerinde bir miras olarak aktarmalıyız. Bu mesleği icra eden kişi, “Çok basamak var, çıkamayız” diyenlerden değil; mücadele eden, ayakta duran, sözünün eri olan, yükün altına giren ve gerektiğinde elini taşın altına koyan kişidir.

Bu mesleği kötüleyerek ya da ağırlaştırarak yapmak doğru değildir. Evet, gazeteciliğin zorlukları vardır ama aynı zamanda güzellikleri de mevcuttur. İşinizi bilinçli ve akıllıca yaparsanız başarılı olursunuz. Eğer “30 bin gazete basıyoruz” diyerek sadece 500 gazete dağıtırsanız kimse size reklam vermez, destek sunmaz. Reklam alan bir gazeteci, çevresine ne kadar fazla gazete ulaştırırsa, reklam veren de o kadar müşteri kazanır.

Bu yüzden sadece “hep bana” demek yerine, “bir sana, bir bana” diyerek hareket edin. Ağlayanlardan olmayın. Gazetecileri iyi tanıyın ve onları en iyi şekilde temsil edin!

Hazırlayan: Ayson Karabağ, Yazar-Gazeteci